sen geldin..
benim deli kösemde durdun..
bulutlar geldi.. üstünde durdu..
merhametin ta kendisiydi gözlerin..
merhamet saçlarini islatan sessiz
bir yagmurdu..
konustun.. günesi hatirliyordum..
gariptin.. yepyeni bir sesin vardi..
bu ses.. öyle benim.. öyle yabanci..
bu ses.. saçlarimi islatan..
sessiz bir
kardi..
benim
icin gece uzun düsünürüm..
sen
gülmek zorunda oldugun insanlarla..
hangi
ruh halinde olursun..
ne
kadar samimi ?..
üsüyor
hayal kelebek..
sevdasini yuregine
hapsetmis..
bitanesini sayiklar..
kerem kadar masum..
mecnun misali
mecnun bitanesini..
bir de..
istanbul askim var ki.. :)
türkiye'de
istanbul ne ise..
istanbul'da gece
ne ise..
gecede yürümek
ne ise..
yürürken
düsünmek ne ise..
seni unutmamacasina..
düsünmek ne ise..
unutmamanin.. anlami
ne ise..
saklayayim.. yok
söyleyeyim derken..
birden aska dusmek
ne ise..
her neyse..
bitanem..
benim bitanem..
ondan ayrilirken..
duygularinin demir attigi limanlarin..
onlari dalgalara.. teslim ettigini kabullenmek..
zorunda oldugunda..
içini.. bir boslukta hissedersin..
Ve..
gözlerini yasli..
ellerinle neyi tutsan yakar..
gözlerini kapasanda.. o daima bir
resme bakar..
bir zaman sonra.. biriktirdigin küskünlüklerini..
yanina alip.. o limanlarin kapisina dayanirsin..
aglayarak anlatirsin..
ama kizamazsin ki..
nerde sende o yürek..
mutlu olamadigini hissedersin..
O’nun mutlu oldugunu da..
sen üzülürken..
O’nun mutlu olmasini istemekle..
istememek arasinda.. saatlerce..günlerce..
haftalarca.. gidip gelirsin...
kararin hep aynidir..
O mutlu olmali..
ama.. o seni acitti.. niçin.. O’nun
incinmesini istemezsin?..
niçin sende olandan.. daha çogunu
ona verirsin?..
ASIKSIN..
O yüzden..
onda senden hiçbirsey kalmasini
istemezsin..
nefretini iletirsin kuslardan önce
ona..
seni tamamen
silmeli ki..
bir gün dönüp baktiginda..
“bu”..
diye seni göstermesin..
Ve..
yaparsin da..
kirarsin onun kalbini..
seni tamamen
hayatindan çikarir..
böyle daha iyi olacagini düsünmüssündür..
ama..
rüyalari hiç hesaba katmamistin..
her rüyada sana hesap sorar..
her rüyanda ona saatlerce sarilir..
dakikalarca bakar.. saniyelerce öpersin..
Ve ..
zamanlar böyle SINIRLIDIR iste..
kan ter içinde..
yatagindan firladiginda..
O’nun gülümseyerek uyudugunu
düsünerek..
avuttugunu sanirsin kalbini..
avutamadigini anladiginda..
O’na “seni
hala seviyorum” demek gelir içinden..
Ve..
O’na sarilmak herseyden daha SIKI..
bu bir an geçer aklindan..
güler geçersin.. sonra aglar
geçersin.. sonra düsünürsün..
ama bu kez geçemezsin..
bütün vücudunu o an çok
kenarli kirmizi yapiskan ipler sarar..
seni kimildayamayacak
derecede tutar..
ama sen kurtulup..
onu bulup..
sarilmak istersin..
Ve..
uzaklardan görünür..
sana yaklasip
geçer önünden..
yaninda da o..
bunu gördügünde aglarin
seni tamamen biraktigini farkedersin..
“hadi orada iste git” dercesine..
gidemezsin..
adimlarin geri gider..
onunla yasadiklarin..
bir ekranin altindan..
sana sagir
dilsiz muamelesi yaparak..
alt yazi halinde geçer..
ne yaziktir ki..
onlari görüntü ve sesle
birlestiremezsin..
Ve..
vazgeçersin..
O’nun üzülmesinin hiç
birseyden..
üzülmemesinin herseyden önemli
oldugu..
artik senin için tek gerçektir..
gözlerinde aci bir telas..
yürüyüsün bos ve yavas..
umutsuzlugun..
son duragindan ileri gidersin..
denizinde yikanir.. günesinde aglarsin..
Ve..
sarkiniz baslar...
“gitme”..
diye inletirsin gökyüzünü..
ama bir sen..
bir de kalemin duyar bunu..
sen agladikça..
o yazar..
en az..
iki damla..
en az..
iki sayfa..
bitanem..
benim bitanem..
masal kadinlari..
masal satolarinda..
yasami dokurlar yüreklerinde..
erkekler..
vahsi ormanlarda kosustururken..
onlar..
aski dokurlar ..
her ask..
süresi belirsiz..
bir peri masali gibi baslar..
önce..
o gizli bahçenin..
belli belirsiz.. kokusu duyulur..
tatli ve serin..
Ve..
sonra..
rüzgarla gelen.. esrarengiz sarkilar..
benligimizi saran ve adeta kölesi
yapan..
sözcüklerin..
o utanmaz dansi..
tenin büyüsü..
Ve..
ruhun..
kanatlarini takip uçmasi..
uçup gitmesi..
sen..
en küçügüsün
hayatimin..
Ve..
en büyügü kalbimin..
kalabaliktaki yalnizligim..
gürültünün ortasindaki
sessizligim..
unutmadigim..
birkaç isimden biri..
Ve..
sen.. ilk sustugumsun..
sen.. hep
hayalini kurdugum..
kimselerin ve benimde.. bilmedigim o yerde..
denize bakan.. agaçlarin arasindaki..
ahsap evimin önünde..
yakamozu seyreden kisisin..
sen.. ilk
yazdigim degil..
ilk sakladigim siirsin..
sen.. bu kokusmus
dünyada..
yillardir aradigim ve geç buldugum..
masum çocuk yüzüsün..
uzagimdaki yakinim..
yakinimdaki uzagimsin..
en yakininda olmak istedigim..
ama en uzaginda olmam gerekensin..
bitanem..
sana birsey söylim mi.. üsüyorum..
soguk..
hem de çok..
insanin kollarinin içine isleyen..
yüzüne çarpip uyusturan
soguklardan degil..
disardan gelen bir soguk degil..
insanin içini ürperten..
gögüs kafesini kendi içinde
kirilacak gibi zorlayan..
tir tir titremesine..
dislerin zangir zangir birbirine çarpmasina
sebep olan..
isimlendirmeye bile cesaret edemedigin
korkunun..
yere vuran gölgesidir bu böylesine
üsüten..
sen..
gökyüzü kadar temiz ve pürüzsüz..
geceler kadar issiz ve gizemli..
ay kadar..
parlak ve çekicisin..
sen gözlerimde
bir yassin silemedigim..
sen dudaklarimda
bir hayatsin söndüremedigim..
ellerimde bir varliksin birakamadigim..
sen içimde
hergün büyüyen heves..
zamana tutsak olan umutsun..
sen bana hayat
veren..
alabildigine mutluluksun..
sen tatliligin
zirvesi..
tüm güzelliklerin müjdecisi..
çiçeklerin sesi..
baharin ta kendisisin..
Ve..
sen..
benim..
herseyimsin..
bitanem..
benim bitanem..
ask bir meydan muharebesidir..
her yani atestir.. bicaktir.. nal sesleridir..
tehlikedir..
ölüm doludur..
ama olaganüstü güzeldir..
ortacaglar kadar güzeldir..
dörtnala kosan atlar kadar güzeldir..
ask her zaman..
haber vermeden gelir..
Ve..
hazirliksiz yakalar..
cünkü..
ask bir süvari baskinidir..
ne oldugunu anlamadan..
kargasanin ortasinda buluverirsin kendini..
savas naralari..
nal sesleri arasinda..
silahsiz..
korumasiz.. ayaklarin ciplak..
Ve..
parlar aniden bir kilic üzerinde..
bir tek darbeyle alir canini..
bir at basi secebilirsin sadece..
hayal meyal..
sagrisi ter
kan icinde.. agzi köpük.. kulaklari dik..
burun delikleri kocaman acilmis..
süvarisi
kim..
niye simdi..
Ve..
niçin sen..
suskunum..
küskün gözlerine bakipta..
darginmiyiz.. diyemiyorum ki..
ellerini.. ellerime alip..
SIMSIKI..
tutamiyorum ki..
iste bu yüzden.. bu yüzden..
suskunum..
bitanem..
tüm yüregimle.. severken seni..
seviyorum..
diyemiyorum ki..
eller.. sevdigine doyarken..
ben.. sana doyamiyorum ki..
iste bu yüzden.. bu yüzden..
suskunum..
bitanem..
yagan yagmurlar bitiyor..
sana özlemim
bitmiyor ki..
geceler..
sabaha kavusuyor..
ben..
sana kavusamiyorum ki..
iste bu yüzden.. bu yüzden..
suskunum..
bitanem..
CILGINCA..
isterken seni..
istiyorum.. diyemiyorum ki..
hep.. seni diliyorum.. tanridan..
baska birsey.. dilemiyorum ki..
iste bu yüzden.. bu yüzden..
suskunum..
bitanem..
aski degil.. sevgiyi..
hatta..
tutkuyu sende yasadim..
nefesim ol.. diyemiyorum ki..
iste bu yüzden..
bu yüzden..
suskunum..
bitanem..
sanma ki..
diner.. içindeki firtina.. zamanla..
anilar..
içimizdeyken hala..
sanma unutulur..
iki satirdan ibaret askimiz..
iki satirlik asklar..
küçüktür sanma..
her kirmizida.. her beyazda..
anacaksin beni..
küçük ellerimin arasinda..
kadehler gülümseyecek..
sarap tadinda
sevdam..
gözlerinden süzülecek..
sarkilarda..
ben olacagim..
kelimeler..
dügümlenecek bogazina..
bazen..
nihavent bir sitem..
bazen..
hicaz bir hüzün..
dolasacak dudaklarinda..
hüzzam bir sarki gibi..
kulaklarinda..
sesim çinlayacak..
gönül hicran sarabindan..
yudum yudum içmis olacak..
bir mesaj geçecek..
bir gün aklindan..
seni alip..
baska diyarlara götürecek..
bir sokak kedisi gibi sevimli..
gözlerinden..gözlerimin..
hayali geçecek..
kolay olmayacak..
beni..
beni.. unutmak inan..
yasarken bunca..
küçük mutluluklarda..
bitanem..
sana
birsey söylim mi..
üsüyorum..
bitanem..
benim bitanem..
kapiyi anahtarla açmayi sevmiyorum..
zili çalmaliyim ve sen açmalisin
kapiyi..
"hosgeldin canim".. deyip boynuma sarilmalisin..
uzun uzun öpüsmeliyiz kapi araliginda..
elele tutusmali içeri yürümeliyiz..
bir çirpida siralamalisin.. belki
en fazla üçü önemli.. otuzbes haberi birden..
"sular yoktu bütün gün biliyor
musun?".. demelisin mesela..
"yemegi ocakta unutup yakmamis miyim..
pilavin dibini"..
sonra da "tüpgaz bitti.. alay eder
gibi".. demelisin mesela..
adlari da saçlari gibi hep birbirine
benzeyen ortaokul arkadaslarin..
çatkapi yapmis olmali aniden öglen
vakti..
annen aramis.. yakinda gelecekmis.. bana
da selam söylemismis olmali mesela..
"o kadar isinin arasinda camlari da silmis
sevinmis".. olmalisin..
"eskilerini.. eskiciye verdim".. demelisin..
"plastik mandal.. legen bir de faras almis
olmalisin".. karsiliginda..
"bir gündüz yayininda faydali
on sey ögrenmis olmalisin..
çikmayan lekeleri kolayca çikarmaya..
sarap siselerini kolayca açip bos
siselere mumlar damlatip dekor yapmaya"..
bir dolu faydali sey..
ben mutlaka"yaa öyle mi olmus" diyecegin..
haberler vermeliyim sana..
süratle beni kizdiracak birseyler
yapmalisin..
ben de zaten seni kizdiracak bir seyler..
yapmis olmaliyim disarda..
gözüme bakip anlamalisin yedigim
herzeleri..
sen anlamazliktan gelmelisin.. yüzlememelisin
yine de..
usulca utanmaliyim..
anladigini.. anlamazdan gelmeliyim yine
de..
anladigini.. anladigimi anlamamalisin..
bu küçük oyun böyle
sürüp gitmeli bir vakit..
ben yine her zamanki gibi..yarin rejim
yapmaya..
spora baslamaya.. sigarayi birakmaya karar
vermeliyim..
sen"birkaç güne kadar bir is
bulup artik çalismaya"..
"bir ev bulup oraya geçmeye".."hayatina
bir çeki düzen vermeye" karar vermelisin..
"çay koymani"yine ben hatirlatmaliyim..
radyo yine tuhaf sarkili seyler çalan
bir gavur kanalina ayarli olmali..
televizyon yine senin kanallarina kilitli..
Ve..
kül tabaklari(çay tabaklari
yani)firar etmis olmali..
gözlerinde güzellikten baska
bir sey yokmus gibi..
SIKINTI yüklü.. soru yüklü
bakislari görmemeliyim..
sevgimin büyüklügü
herseye yeter sanmali..
hiçbir bunaltini anlamayacak kadar
dangalaklasmaliyim..
iki de bir sözlerini kesip çocuksulugunun..
safliginin.. yalnizliginin sularini kurutup..
ciddi.. vakarli.. kerametli konulara davet
etmeliyim seni..
Ve..
bir gün.. bir gün çekip
gitmelisin evden..
gitmenle anlamaliyim.. bu ev sevdasiz olana
bol gelir..
yürü yürü bitmez..
bu evin manzarasi karanliga göz kirpar..
bu evde bir basina olana.. köpekler
bile havlamaz..
çay pismez.. yemek yenmez..
sigaranin bile adi kaçar bu evde..
disarda itis kakis kalabaliklarda yiter
evin sahibi..
kendini bile arayip bulamaz..
"merhaba"larin da anlami kalmadigindan..
kimselere selam verip alamaz..
denizde.. karada.. havada hiçlik
soluklari alip verir..
bir siirin dizeleri okunur kitaptan..
sair bilmis gibi..
"düsmesin bizimle yola..
evinde aglayanlarin..
gözyaslarini boynunda agir bir zincir
gibi tasiyanlar..
çekilsin yolumuzdan..
kendi yüreginin kabugunda yasayanlar".
.yazmistir..
siire de.. saire de.. hayata da kizilir..
kapinin önüne gelinir..
aliskanlik icabi kapi çalinir..
yalnizlik pusuya yatmistir içeride..
duyar ama açmaz kapiyi..
neden sonra hatirlarsin.. anahtari çikarirsin..
aaah.. aaah.. kapiyi anahtarla açmayi
sevmiyorum be..
yalnizligi(ni) sevmiyorum..
ben yalniz seni..
yalniz seni çoook..
Ve çoooook..
Ve çooooooook..
çok seviyorum..
kadin denilen..
kayip kitayi.. kesfe çikan.. milyonlarca
erkek..
çogu zaman.. eli bos döner..
açik denizlerdeki.. bu nafile seferlerinden..
kesfettigini sananlarsa..
bir süre sonra.. (belki birkaç
sene.. belki birkaç saat)..
ayak bastiklari kitayi.. bambaska bir iklime..
bürünmüs bulunca..
kolomb sendromuyla.. "acaba..yanlis kitada
miyim"telasina kapilirlar..
oysa..
genellikle kita degildir yanlis olan..
kasifin.. kitayi algilayis biçimidir..
asgari topografya bilgisinden.. yoksun
olusudur..
kita'nin.. bazen kasife göre.. mevsim
degistirebilen..
ayni anda.. birkaç iklimi.. bir
arada yasayabilen.. potansiyelini algilayamayisidir..
güverteden.. karanin görünüsüyle..
kitadan.. kasifin görünüsü
arasindaki.. farki kavrayamayisidir..
bu pusula hatasindan ötürü..
kaç erkek..
olaganüstü.. bir kesfin..
kenarindan dönmüstür..
kaç kasif..
henüz kesfetmedigi kitalari..
yok sayarak.. gerçek yüzölçümünü..
bilmeden..
yasadigi.. bir kitanin kiyisinda.. tüketmistir
hayatini.. kimbilir?..
Ve..
kimbilir.. kaç kita..
uzaktan.. gülümseyerek izlemistir..
çevrede.. kendisini arayan..
saskin kasiflerin..
nafile turlarini..
önce bir ellerin vardi..
yalnizligimla.. benim aramda..
sonra birden..
kapilar aciliverdi.. ardina kadar..
sonra yüzün.. onun ardindan..
dudaklarin..
sonra..
hersey cikip geldi..
bir korkusuzluk.. aldi yürüdü..
cevremizde..
sen..
cikardin utancini.. duvara astin..
ben..
masanin üstüne koydum.. kurallari..
her sey iste..
böyle oldu..
simdi..
biz neyiz..
biliyor musun?..
akip giden zamana..
göz kirpan yorgun yildizlar gibiyiz..
birbirine..
uzanamayan..
boslukta..
iki yalniz yildiz gibi..
aci cekiyor ve kendimize gömülüyoruz..
bir zaman sonra..
batik bir asktan..
geriye kalan..
iki enkaz olacagiz yalnizca..
ne kalacak bizden..
bir mektup..
bir kart..
birkaç satir..
ve..
benim.. su kirik.. dökük siirim..
sessizce..
alacak yerini.. nesnelerin dünyasinda..
ne kalacak geriye..
savrulmus günlerimizden..
bizden.. diyorum..
ikimizden..
ne kalacak?..
simdi..
biz neyiz biliyor musun?..
yikintilar arasinda..
yakinlarini arayan..
öksüz savas çocuklari
gibiyiz..
umut ve korkunun..
hiçbir anlam tasimadigi..
bir dünyada..
birsey buldugunda..
neyi..
ne yapacagini..
bilmeyen..
çocuklar gibi..
artik ..
hiçbir duygusunu..
anlamayan çocuklar gibi..
Ve..
elbet..
biz de..
bu ask da..
büyüyecek..
her seyi..
bir baska aska..
erteleyecegiz..
bana..
zamandan söz ediyorlar..
size..
zamandan söz ederler..
yaralari nasil sardigindan..
ya da..
herseye..
nasil iyi geldiginden..
ise yaramadigini bilirsiniz..
dahasi..
onlar da bilirler..
ama..
yine de güç verir..
bazi sözler.. sözcükler..
bittigine..
kendini inandirmak..
ayriligin..
gerçegine katlanmak..
kolay degildir elbet..
kolay degildir..
bunlarla bas etmek..
ugruna içinizi öldürmek..
zaman alir..
zaman..
alir sizden..
bunlarin yükünü..
O bosluk..
dolar elbet..
yaralar kabuk baglar..
sizilar diner..
acilar..
dibe çöker..
hayatta sevinilecek seyler..
yeniden farkedilir..
bir yerlerde bulunup..
yeni mutluluklar edinilir..
O bosluk..
doldu sanirsiniz..
oysa..
o boslugu dolduran..
eksilmenizdir..
gün gelir..
birgün baska bir mevsim..
baska bir takvim..
baska bir iliskide..
O eski agri..
ansizin geri teper..
dilerim geri teper..
yoksa gerçekten..
bitmissinizdir..
gri bulutlar gelirde..
yagmur yagarsa..
gözlerin dalipta..
kirpiklerin islanirsa..
bekle..
o zaman..
gelecegim..
bir gün..
mavi denizin..
kizil günesi..
yuttugunu görürsen..
martilarin çigliginda..
sesimi duyarsan..
bekle..
ben o zaman..
gelecegim..
bir sir çocuksun..
yalnizca..
ask açik sende..
ne sen kaliyorsun..
ne o..
asktan baska..
biri yok..
gel..
ask istedigi için varsin..
ne onu kurtariyorsun..
ne kendini..
asktan baska..
biri yok..
git..
ask istedigi için yoksun..
ayriliktan degil..
tasidigi safliktan konusursun..
ayrilik..
sana dönmektir..
yeniden bana..
ruhumuz öpüsür ya..
baskasindayken agzimiz..
bir sir çocuksun..
askla açiyorsun..
kullandigin herseyi..
burda degilsin..
çoktan çekilmissin ve seninle..
gitmis senin olan..
her zamankinden.. çoksun bu yerde..
çünkü..
ask hepimizden çaliskandir..
ben duruyorum..
monitör ask listesindeki..
ceza nöbetine..
bu karanlikta..
daha iyi görebiliyorum seni..
ayni tünelden geçiyorsun..
geliste ve gidiste..
kavusmaya..
ayriliga..
ayni yolu kullaniyorsun..
beni büyüten..
asktan söz ediyorum..
yolculuga övgü..
zaman yok ki..
asktan baska..
uykusuzluga övgü..
bir sir çocuksun..
bastan çikarir gibi..
açiga çikardin beni..
ayrilik mi..
beni..
aska terkettigin için..
Seviyorum seni..
kendime söz verdim..
biliyorsun..
kaybetmeyecegim yüregimi..
hani..
sevdalara tuz basan siir var ya..
iste öyle..
tuz basacagim yaralarima..
sen..
dönene dek..
sen.. dönene dek..
dostlarimin rüyalarina.. gülüp
geçecegim..
sabah hayirlarina yoracagim..
çok kereler..
kendi rüyalarimi ise..
kendime saklayacagim..
sen.. dönene dek..
yitmesine.. izin vermeyecegim..
güçlülügümün..
korkularima..
tuz basacagim bu kere..
hele..
aksamin kör alacasinda..
yapayalnizken..
büyüyen korkularimin..
sen..
gelene dek..
sarkilarim olacak yüregimde..
oynak.. kivrak..
sen sakrak degil..
belki..
hüzünlü.. agirbasli..
kim bilir..
ama..
güzel sarkilar olacak..
besbelli..
sen.. dönene dek..
kuslarin kanatlarina.. takilacak gönlüm..
seyredecek dünyayi.. mavilerden..
senden.. haberler bekleyerek..
kus misali..
titreyerek..
sen.. gelene dek..
kötü düsünmeyecegim..
kara bulutlar..
olmayacak beynimde..
söz verdim bir kere..
beyaza kesecek..
yüregim..
sen.. dönene dek..
siirler yazacagim..
aska dair..
yagmurlar olacak içinde..
rüzgarlar olacak..
ve günes dogunca..
yeniden..
gökkusagi çikacak diye..
bekleyecegim..
sen.. dönene dek..
alisveris yapacagim..
çay içecegim çok kez..
müzik dinleyecegim..
yemek yiyecegim..
uyuyup.. uyanacagim..
is de yapacagim elbet..
ise de gidecegim..
geceler olacak..
sabahlar olacak..
firtinalar olacak..
korkular..
ümitsizlikle savasacak..
parasiz kalacagim..
çaresiz kalacagim..
zorda kalacagim..
anlayacagin..
kizma sakin..
bazen aglayacagim..
çok degil be bitanem..
sen.. dönene dek..
Sen..
dönene dek..
sen..
daha..
gidilecek yerlerimiz var..
su sohbetini.. dinler ..gideriz..
costukca sarkilar.. türküler..
sazlar..
raki mi.. sarap mi.. içer..gideriz..
geçse de..
umudun bahari yazi..
gözlerde..
kaliyor yasanmis izi..
kimseler..
kinamaz..
burada bizi..
ne varsa..
hesabi öder..
gideriz..
isterse..
içine yalan da katsin..
yeter ki..
kendinden..
bizden..
söz etsin..
yalani.. dogruyu..
sezer..
gideriz..
neler gördük..
neler..
bu güne kadar..
daha..
gidilecek yerlerimiz var..
bizi..
buralarda unutamazlar..
kalacak bir türkü.. söyler..
gideriz..
sevgiye var olduk..
sevdik.. sevildik..
kavgalara girdik..
öldük.. dirildik..
bir anlam firini içinde pistik..
anlamli güzeli..
sever gideriz..
"yasamak degil.. beni bu telas öldürecek"..
dedigi gibi sairin..
o telasla.. birakin paris yolunda..
ilik rüzgarlara.. taratmayi saçlarimizi..
sevdigimizle
doyasiya.. bir sohbet bile.. edemedik biz..
gözümüz saatte.. söylestik
hep..
kosusur gibi sevistik.. yarisir gibi çalistik..
hep yetisilecek bir yerler vardi.. aranacak
adamlar.. yapilacak isler..
bir sonraki günün telasi.. bir
öncekinin terine bulasti..
baskalarinin hayati.. bizimkini asti..
kör karanlikta.. çalar saat
sesi yerine.. kusluk vakti..
kizarmis ekmek kokusu veya yavuklu busesi
ile uyanma düslerini..
hababam erteledik..
20'li yaslardayken.. 30'lara kurduk saatin
alarmini..
30'larimiz da 40'lara.. belki sonra 50'lere..
lakin..
öyle yanlis kurgulanmis ki hayat..
kuslukta uyanma firsatini.. sundugunda
size..
artik uyku girmez oluyor.. gözlerinize..
doyasiya söylesmek.. telassiz sevismek
için.. bol zamana kavustugunuzda..
söylesecek..
sevisecek.. kimsecikler kalmiyor yaninizda..
özenle.. yarina sakladiginiz.. bir
sari lira gibi ömrünüz..
Vakti gelip..
sandiktan
çikardiginiz da..
bir de bakiyorsunuz ki..
tedavülden kalkmis..
çünkü..
sen gittin..
kötücül.. zehirli bir arzu
olarak kaldim ben..
yasadikça.. kendine ihanet eden
bir arzu..
sen gittin..
ben..
bir söz batakliginda kalakaldim..
artik yasamimi..
sözler kuruyordu.. sözler kurtariyordu..
öyle saniyordum..
her sabah..
olmayan birine..
öykünerek uyaniyordum..
gerekenleri siralayan..
bir efendim.. vardi basimda..
usak ruhlu..
ona göre..
hayatimi.. kurtarmam için..
kendime ragmen yasamaliydim..
kendime ragmen..
yasamak kosuluyla.. herseyi arzulayabilirdim..
kendime ragmen..
her sözü.. söyleme hakkim
vardi..
her ölümü.. tasarlama..
her yolculuga.. çikma..
sen yoktun..
iyilik ve kötülük yoktu..
dibe vurmak ve sevinçten.. gökyüzüne
uçmak yoktu..
her sabah..
usak ruhlu efendim..
tarafindan..
elime tutusturuldu..
iyilikler ve kötülükler..
Ve..
o soguk.. ruhsuz..
bir dille ögretirdi bana..
bu iyiligin..
nerede kullanilacagini..
kötülügü nerede gösterecegimi..
iyilikle.. kötülügü..
birbirine karistirdigimda..
hiç telaslanmadan..
durumu nasil düzeltecegimi..
ögretirdi bana..
her sabah..
bir boslugu giyerdim.. sirtima..
ayriligin..
onulmaz ihanetlerin..
derin acilar verdigini..
çok eskiden hissetmistim..
ama..
boslugun bu denli..
tarifsiz bir yikim..
yaratacagini..
bilemezdim içimde..
bu boslugu..
her hissedisimde..
seni..
gizli gizli özlerdim..
sen..
içimden çikmistin..
varligimdan kopmustun..
ama..
ben..
seni..
herkesten korumaya..
yükümlü oldugum hayattan..
gizli özlerdim..
ben..
bosluga her düstügümde..
seni..
yani yitirdigim kendimi..
taklit ederdim..
içimdeki..
üsüyen bosluga..
çizerdim..
o hakiki yüzünü..
yüzünü..
görür gibi oldukça..
anlardim..
bir kez daha..
benim için..
askim için..
kimbilir kaç kez öldügünü..
saçlarindaki..
sicacik kani görürdüm..
basegmez..
inatçi..
sonsuz sevdani..
arkadan görürdüm seni..
yüzüne bakmaya..
gücüm yetmezdi..
benim için ölürken..
gözgöze gelmeye..
cesaretim yetmezdi..
dönüp..
bir kez bile..
bakmadin bana..
dönüp..
birkez bile..
korkakligimi..
yüzüme vurmadin..
sen..
benim için..
ölümü göze alirken..
benim arkada..
senin kavgani seyretmemi..
yüzüme vurmadin..
birkez olsun.. kinamadin beni..
birkez olsun.. sorgulamadin..
sana olan ihanetimi..
Ve..
böylece..
askin karsisinda..
nasil küçük düsüldügünü..
ögrettin bana..
sen..
beni..
yerden kaldirmak istedikçe..
ben..
korkuyla ayaklarina kapanirdim..
ugruna kavgaya girmedigim..
yitik askimin..
korkuyla.. gözlerimi.. kaçirirdim
senden..
sana ulasamazsam..
bana uygun görülen..
öykünmeye zorlandigim..
kisiligime dönerdim..
dünyadaki.. derslerime dönerdim..
çünkü..
sevginin.. çok sevginin..
tiksinti uyandirdigi.. ögretilirdi
dünyada..mide bulantisi..
ask korkaklarina.. sorulurdu.. dünyanin
gidisati..
hayatinda.. ask için..
birkez olsun..
herseyini..
yasamini.. düslerini..
feda etmemis.. olanlara sorulurdu..
askin ne oldugu..
bunlari bilip de..
bilmezlikten gelip..
nasil yasanabilirdi..
nasil.. nasil..
her sabah..
bosluga.. askinin.. yüzünü
çizip..
sonra da..
usak ruhlu bir efendinin..
giydirdigi..
bir kisilige..
benzemeye çalisarak..
nasil..
sürüp giderdi..
bu hayat..
eylem yoksa..
yoksa..
yerlerde sürüklenen..
ask yüzlü insanlarin..
adina kavgaya girmek..
yoksa..
kalbin ezilenler için..
incecik kanamasi..
boslukta arardi.. kendini insan..
her sabah..
bir boslugu giyinirdi..
kendisi için.. kavgaya giren..
sevdasinin saçindan akan.. sicacik
kani..
seyretmekle yetiniyorsa insan..
kendini yok eden..
kendini parçalayan..
kötücül bir arzudan baska..
birsey degildi çünkü..
yine de..
kurtulamadim.. kurtulamadim..
kötücül arzularima ragmen..
içime.. akip gelen..
kederli çocuklugumdan..
her ihanetime ragmen..
benden umudu kesmeyen..
yapayalniz ve de kalpsiz..
bir issizlikta biraksam da onu..
kurtulamadim..
eski zaman sarkilarindan..
çünkü.. bilirdim..
ask
adina..
ne yasadiysam..
kederli çocuklugumdan..akip gelen..
bu eski zaman sarkilari yüzünden
yasardim..
hep.. aslini özleten..
çok uzakta yanan.. bir atesin yüzümü
daglamasi gibi..
ulasmak istedikçe.. elimden kaçan..
soluk bir yüz gibi.. yasardim.. tüm
asklarimi..
her sabah..
uyandigimda..
basimda bekleyen..
usak ruhlu efendinin..
söylediklerine..
harfiyen uydukça..
kurtarmaya çalistigim hayatimi..
yitirirdim yavas yavas..
saçindan..
kavganin.. sicacik kani akan..
sevdami..
kötülüklerin içinde..
bir basina biraktikça..
ask yüzlü çocuklugumla..
arama..
uçsuz bucaksiz..
bir yalnizlik denizi girerdi..
simdi..
artik istemiyorum..
bu dünyada ki kucaklasmalari..
istemiyorum..
beni.. kara bir bosluga.. davet eden..
hergünkü soluk hayatimi..
benim için..
kavga veren..
benim için..
kendini feda eden askima..
kederli çocukluguma..
saplanan biçaklar..
artik bana saplansin istemiyorum..
çünkü..
anladim..
aski için ölmeden..
yeniden dogamiyormus insan..
anladim..
herseyini yitirmeyi.. göze almadan..
askini..
kazanamiyormus insan..
belki de..
ask yoktu..
belki..
bunun için.. yandi ellerimiz..
dokunamadi..
bu yüzden.. kamasti gözlerimiz..
günese bakamadan..
bu daglarda..
yankilanan çigliklar..
sessizligi
okyanuslarin..
belki de..
yerini bulamadi dalgalar..
hala dövüyorlar kiyilari..
hala dövüyorlar..
karanlikta..
yol aliyor bulutlar..
sanki..
yagmuru bekliyor.. umutlar..
bir gölge..
uzaniyor..uzerime sinsice..
"ben O'yum" diyor
"anlasana.. geldim iste.."
yarin..
günes dogmayacak..gökyüzüne..
beni..
benden.. istedigini bilsem de..
kanmayacagim..
bilinmezliginin gizemine..
senden..
çok uzak.. bir iklimde..
"güclü olan kazandi" diyorum..
sessizlige..
gülümsüyor.. bakiyor.. gözlerime..
seyrediyorum..
titreyen bakislarini..
gecelerdir..
ölüme..
meydan okunur..
ama..
sessizlik baskadir..
degmeden..
dokunan sevdam..
alev alev dansi..
son tangonun..
ilk notalari gibi..
sarmasdolas..
ama sen..
rüyalarima..
dokunamadan..
degdin hep..
hiç anlamadan..
hiç hissetmeden..
dokunmiyacaksan..
degme yüregime..
görmiyeceksen..
bakma gözlerime..
yasamiyacaksan..
girme rüyalarima..
dogrudur..
söyledigin..
ben..
seni sevmedim..
bir hayali sevdim..
bir rüyayi paylastigim..
sarkilar da
gördügüm..
siirlerde
buldugum..
bir hayali..
ne ellerindi..
beni çagiran..
ne de yüzün..
sözlerinde
buldum sevdayi..
ve..
gözlerinde kaybettim..
hayaletimsi bir "görüntü"
belirir kadinin arkasinda..
uzun boylu.. esmer.. ciddi bakisli bir
adamin..
sevgi dolu
gözleri vardir..
yüzünde "görüntü"nün..
kadin onun varligindan habersizdir..
"görüntü" kadini izlemeye
devam eder..
farkinda degildir kadin..
bir yere uzanmak için bir ara basini
yana çevirdiginde kadin..
profilde sevdiginin yüzünü
görür..
"görüntü"..
hayaletimsi gözleri sevgiyle islanir..
genis gögsünü derin bir
iç çekisi doldurur..
"görüntü"nün..
ama zamani dolmustur..
ait oldugu yere geri dönmesi gerekmektedir
..
"görüntü" nün.
ama sadece simdilik..
geri gelecektir..
herkes kirilamaz..
bazen ipince dal olmak gerekir..
kirilmak için..
ama dünya kütüklerin..
aglayamaz herkes..
aglayabilecek kadar büyümek gerekir..
dünya ise küçüklerin..
sevemez herkes..
bir orman olmak gerekir sevmek için..
bak ki..
dünya çöllerin..
Ve..
vakur bir damla olmak..
dalga için..
katilmak okyanusa..
ask için..
isyan için..
suda..
izlerin duruyor..
kimse göremiyor..
onu..
benden..
baska..
ekmekte.. terin duruyor..
kimse tadamiyor onu..
benden..
baska..
beynimde..
gözlerin duruyor..
yüregimde.. ellerin..
kimse yasamiyor..
seni..
benden..
baska..
ne kadar bilirsen bil.. söylediklerin karsindakinin anladigi kadardir..
bir rüyaydi..
uyandik..
en tatli.. en mutlu yerinde..
bir emir gibi geldi ayrilik günün
birinde..
en tutkulu hasretler azalir..
asinir kayalar gibi kalpler..
zamanin önünde..
unutursun..
karisir ya gözyaslari denize..
unutursun..
alisir ya gözyaslari denize..
unutursun..
alisir ya her insan bu gidislere..
kirilsam da.. küssem de..
hayat bu..
ben affettim..
sen de affet..
olur mu..
üsüyor
hayal kelebek..
sevdasini
yuregine hapsetmis..
bitanesini
sayiklar..
kerem
kadar masum..
mecnun
misali mecnun bitanesini..
bitanem..
benim bitanem..
bir polonya filminde.. nazi dönemi
anlatiliyordu..
nazi komutani.. bir evi.. komutanlik merkezi
yapmisti..
evin sahibesi.. üst kata çikmisti
ve az görünüyordu..
komutan.. bu kadina asik oldugunu anladi..
ve..
aralarinda söyle bir diyalog geçti..
-madam.. askimiz beni zayif düsürüyor..
-hayir komutan.. sevginiz sizi insan yapiyor..
kartala bir ok degdi.. yine kendi kanadindan..
bitanem..
benim bitanem..
bosver beni..
mühim degilim..
bu onun hikayesi..
çok beyazdi kir tutardi..
ömrü kelebek kadardi..
mektuplari sisedeyken..
bir de bakmis deniz yokmus..
tek basina dans ederken..
mutsuzluktan sarhosmus..
daha onyediymis..
oyundan kalkmak isterken..
kagitlar dagitilmis..
bu hava boslugunda..
artik hersey satilikmis..
trafikte akmayan..
hep onun seridiyken..
söyledigi son sarki..
"elveda zalim dünya"ymis..
daha onyediymis..
hosgörü sevgi degildir.. istemedigine katlanmaktir..
gercek dost..
elini uzattiginda..
sana degen elin sahibidir..
oyle bir dostlukda..
yalan.. cikar.. sahte duygular yoktur..
haydi..
simdi elimizi uzatalim bakalim..
dostlarimiz..
yakinda mi..
dostluk nedir?..
herhalde.. bir gösteris.. birine..ayni
cinse..
kadinsan erkege.. erkeksen kadina karsi..
kendini begendirme çabasi..
bir moda.. bir gelgeç ruh hali degil..
sempati..
ilgi..
baglilik..
yüceltme..
taçlandirma..
sorumluluk
duyma..
yürekten algilama..
bakislarla anlasma..
ses tonuyla..
destek verme..
kesintisiz iliski..
kayip olmaz.. yitmez..
yoktan var olmaz.. bir duygu..
bunlarin hepsi.. biraraya gelip..
zaman içinde.. gidim gidim birikerek..
dostlugun.. çimentosunu olusturuyor..
gazetelerde okuyoruz.. TV de seyrediyoruz..
sagda.. solda
konusmalarda.. adi geçiyor..
"güzel yemek yeme dostu"..
"edebiyat dostu"..
"turk sanat
müzigi dostu"..
"çocuklarin dostu"..
"halkin dostu"..
dostluklar nasil olusuyor?..
unuttuk..
bu hizli kent hayati..
dostluk duygusunu..
aklimizdan aldi..
yüregimizden çaldi..
nasrettin hoca.. bir cuma günü..
camide.. cemaate namaz kildirmak üzere..
ezan okunsun diye.. bekliyormus...
bir adam gelmis..
"hocam" demis.."esegimi yitirdim"..
hoca da adama..
"su
namazi kildiralim.. senin esegin çaresine bakariz"demis..
hoca.. namazi kildirmis.. vaazini vermis
ve cemaate dönmüs..
"içinizde.. hiçbir dostuyla..
bir bardak çay içip.. saatlerce konusmamis..
dostuyla.. sekiz saatlik.. yürüyüse
çikip.. hiç konusmadigi halde..
SIKILMADAN.. yürüyüsünü
tamamlamamis..
Ve..
komsunun kizina.. kem gözle bakti
diye.. dost bildigi arkadasini..
arkadasliktan silmis.. biri var mi?"..diye
sormus..
arka siralarda.. saf tutmus.. sümsük
tipli biri.. parmagini kaldirip..
"ben varim.. hocam".. demis..
hoca.. esegini yitiren adama.. dönmüs..
"al bu adami git.. bundan büyük..
esek olur mu?..
yitirdigin esegin.. yerine kullanirsin"
demis..
dostun yoksa..
esekten farkin ne?..
sokrates'e..
ögrencileri sormus..
"dostluk nedir?"..
sokrates de..
onlara su yaniti vermis..
"çocuklugumdan beri.. arzuladigim
bir sey vardir..
kimi insan.. atlari olsun ister.. kimi
insan..köpekleri..
kimisi altini.. kimisi de sani serefi..
bense.. bir dostum olsun.. isterim"..
insan biriktiren yaratik..
san söhret
biriktiriyor..
süper
zenginse.. bogazda villa biriktiriyor.. tablo biriktiriyor..
repoda para.. kasalarda.. naftalin kokulu
döviz.. antika biriktiriyor..
gençse plak.. kaset.. cd biriktiriyor..
yorgun bir ihtiyarsa.. namaz niyaz biriktiriyor..
bazilari da.. kuledibi'nde çukurcuma'ya..
üsküdar'da eskiciler çarsisi'na..
unkapani'nda horhor'a gidip..
antika lambalar.. cam siseler.. eski koltuklar..tesbihler..
tombaklar biriktiriyor..
alimse kitap biriktiriyor..
cahilse kin biriktiriyor..
dost biriktirmeyi.. içimizde kaç
kisi deniyor?..
evet.. kabul ediyorum..
insan.. birçok kisiyle beraber..
mükemmel dost olamaz..
tipki.. ayni zamanda..
birçok kisiye.. asik olamayacagi
gibi..
fakat..
dost..
biriktirmeyi unuttuk..
çok
ama çok tatli bu kerata..:)
asklarimdan biri
de bebisler.. ben bu keratalari.. çok ama cok seviyorum..:)
kediler.. bagimsiz
ve güçlü kisilikleri nedeniyle..
iliski kurmayi
üstünlük ve iktidar kurma sanan kisiler tarafindan
"nankörlük
ve bencillikle" suçlanirlar..
kediler hakkinda
cok az bilgiye ve cok fazla önyargiya sahip..
acik ya da örtük
kedi düsmanlarinin baslica malzemesidir bu..
oysa..
kediler paylasmayi
bilen canlilardir..
yaninizda durmayi
ve yaninizda olmayi bilirler..
su olsam
ates olsam..
göklerdeki günes olsam..
konusmasan tas olsam..
yine de oynarmisin benimle..
sus olsam
kusur olsam..
agizlardaki küfür olsam..
dogustan zil olsam..
yine de oynarmisin benimle..
sayilmasam
kaç olsam..
aptal gibi suç olsam..
yine de oynarmisin benimle..
benimle oynarmisin..
eger egilebilirseniz...
kendi gozlerinize iyi bakin..
bugunlerden..
birer sararmis fotograf goreceksiniz..
gozlerinizin derinligine inince..
orada..
bir fotograf canlanacak..
anilardan..
yüzümüzü görmeden..
sesimizi duymadan..
birbirimize inancla..
guvenerek baslayan..
sonra ki asamalarda tanistigimiz..
arkadasliklarimiz..
dostluklarimiz..
yasattigimiz ve korumaya calistigimiz..
kenetlenmis olarak..
devam eden..
dostluklarimiz..
Gerçegin
kendine özgü bir zamani yoktur.. Onun zamani "Simdi"dir.. Daima..